AUWUİIUZ MG İHUİT ŞDĞNSRNDKŞUZ :UPUPNDKŞUZ ARSZUEĞUSRZ ST> ZŞĞUXZNDŞLND NĞNBSUZ |
Auwuiıuzr Fuğvuhşı Zrmnl Yubrzşuz Euzru sşmzu, t! Şğtm uz suizumjşjud {Ünyşzaumgzr cnpnfğeufuğndkşuz üuüukzucnpnf´rz nd şlnwk sg ndzşzulnf^ wnwi wuwızşj nğ Auwuiıuz u<umjndkrdz mg iıuzuw Şdğnsrndkşuz :upupndkşuz arszueğustz! Fşğ<şği erduzuürıumuz upçrdğzşğtz wuwızr euğqud^ nğ Andzüuğru m'uğüşluyumt Şdğnsrndkşuz :upupndkşuz arszueğustz Auwuiıuzrz u<umjndkrdz ığusueğşlnd zu.uür,g^ nğndz bndğ< eubrz=rz st< imöçzumuz ausuquwzndkrdz ünwuju, t! Andzüuğru mg huauz<t^ nğ Uığhtwouz şdi zşğuxzndr ,ğuürğrz st<! Yubrzşuz giud^ nğ Şğşduzr =upu=umuzndkrdzz t çnlnğ nlnğızşğndz st< uğıu=rz wuğuçşğndkrdzzşğnd çuösuöuzndkrdz! {Uhuanfndkşuz eubır fğuw mg ünğ,umjrz= Azemuiıuzr^ (ğuziuwr nd uwl şğmrğzşğnd aşı! Şd arsu sşz= zsuzuırh ünğ,umjndkrdz ndzrz= Şdğnsrndkşuz aşı´^ zbşj uz! Fuğvuhşıg wrbşjndj^ nğ Auwuiıuzr st< mg ünğ,t Şdğnsrndkşuz erınğezşğnd .ndsçg! {R auğmt^ uznz= =upu=ujrumuz erınğezşğ şz^ çuwj srdi mnpst uxu<rz uzüus t nğ Şdğnsrndkrdzg mg zşğüğudndr Auwuiıuzr uhuanfndkşuz +ğumuğür fğuw´^ gzeü,şj fuğvuhşıg! Yubrzşuz uzeğueuğqud zuşd Srujşul Uhuanfndkşuz Eubrz=tz endği üulnd auğjrz şd wuwıuğuğşj^ nğ xuösumuz muxnwjtz Şğşduzr endği şllşlg aşıuüuw =zzuğmndszşğnd zrdk t! Srzv uwi =zzuğmndsg^ fuğvuhşıg% uzeğueuxzulnf Auwuiıuzr cnpnfğeufuğndkşuz^ wuwıuğuğşj^ kt Auwuiıuzg sş, =uwl uxu, t uwi uxndsnf! |
TZKGZR HLRZ?GZ UXUZJ WUWIUĞUĞŞLND ?RWŞD SŞMZŞJUD |
Hlrz=gz Öşlzi=rr şd srdi hubı+zşuzşğnd aşı =zzuğmşj suğıumuz ünğ,npndkrdzzşğnd znğ öuğüujndszşğg^ USZ- |
AUWUİIUZR ST> N#DĞ HRIR ;UXUWŞZXNDİ İUASUZUHUAZŞĞG |
?uzr sg +ğt r fşğ mg üğşz= nğ xndi iuasuzuhuazşğ hrır l=şz Uığhtwouzr aşı iuasuzuü,r fğuw rğşzj ndpşmulzşğz nd ,uxuwndkşuz fuwğşğg^ öuznz= yn.uzjşlnf auw iuasuzuhuazşğndz! ?uzr nğ auğjg ub.nwc mşğhnf mg buğndzumt =zzuğmndrl^ xndiumuz mnpsg wuwıuğuğşj nğ xndi iuasuzuhuazşğg hrır huahuzşz rğşzj zşğmuwndkrdzg Auwuiıuzr st<^ ,uxuwşlnf auw- Srzv uwe xndiumuz ö+ğ=g bysuz ür,tz endği çşğşlnd .zeğuz=nf şd auwmumuz mnpsrz uxu<uğmnf^ hrır yumndr zuşd Şğşduzr {Önduğkznj´ +eumuwuzr iuasuzuwrz uzjumtıg! |
ULRWŞD M'NDÖT LND;ŞL SRZİ?ŞUZ :NDSÇG |
|
XŞZU LNDİRZ HRKSTÖR {SUWĞR_M^ UİINDU; ÜUPKUMUZ IPU?G MG İRĞT#´ CUHUDTZR ZNĞ JNDJUEĞNDKRDZG |
Qşxzuğmrz zşğmuw üızndşjuz ausuliuğuzumuz ndiuznpzşğ^ umueşsumuzzşğ nd çşsueğrvzşğ^ zuşd ubumşğızşğ nd {Ağuze Irz=´ fuğcuğuzr ndindjrvzşğg! Buğcuzmuğr jndjueğndkşztz şı= iuğ=ndşjud ağuhuğumuwrz uindlri sg şd zşğmuzşğ uxrkz ndzşjuz auğjndszşğ ndppşlnd çşsueğrv Xşzu- Xşzu huısşj nğ rğ buğcuzmuğr aşğnizşğg auwuiıuzjr üupkumuz gzıuzr=zşğz şz^ nğnz= ızışiumuz huıouxzşğnf uxcusuçuğ Kndğ=rnw st< auiıuındu, trz! Buğcuzmuğr huığuiındkrdzg ndk ıuğr ışdu, tğ^ rz= stmndmti ıuğr uhğu, tğ auwuiıuzjrzşğnd aşı uznzj mşuz=rz^ ux+ğşuwrz aşışdşlnd ausuğ^ nğnfaşışd rğ zmuğuauzu,g huğö cuhudtz sg vt^ uwl auw üupkumuz gzıuzr=zşğnd fudşğuüğndkrdz sg! {Ktşd wuou. suğerm rğuğnd aşı mg bynkşz üupkumuzzşğz nd yu.iıumuzzşğg^ çuwj uwi şğmnd=r muğüufroumg ıuğçşğ t^ nğnfaşışd şğmğnğeg =upu=umuz huıouxzşğnf çzumndkşuz fuwğ% şğmrğ sg l=şlnd iırhnpndkrdzz t şd euğqşul anz fşğueuxzulnd uzmuğşlrndkrdzg´^ bşbışj Xşzu^ wuwızşlnf nğ şğmğnğe cuhudtzg hrır zmuğuauzt ıuig ıuğr wşınw^ şğç ıpnj oumuıuürğg yn.ndu, hrır glluw! |
UĞAR$ I$ LŞDNZ UĞ?$ ÖT?RŞUZ ÜŞĞUHUW;UXR ZUSUMG |
;$ :sç$- İstanbul, 10 Mayıs 2024 Pangaltı Mıhitaryan Okulu Mütevelli Heyeti üyeleri ve Okul Kurucu temsilcisi Aziz kardeşlerim, Göreve geldikten bu yana yaptığınız başarılı işleri defalarca övdükten sonra, bu kez maalesef eleştiri niteliğinde birkaç satır yazmak zorundayım: Her şeyden önce, manevi ve ruhani görevimin gereği bir vicdan borcu olarak bunu yapmaktayım. Şunu da hemen ekleyeyim: Bu yazı, mail adresinde kayıtlı şahıslara özel değildir. Herkes uygun gördüğü kişilerle bu satırları paylaşabilir. Hatta, yakın geçmişteki deneyimlere bakarak, konuyla ilgili herkesçe, Cemaat Reisinin ne düşündüğünün bilinmesi önemlidir. Pangaltı okulumuz vahim durumdadır. Bu vahamet, maalesef Heyetimizin bazı dikkatsiz tavırlarından kaynaklanmış olup durum bilahare alevlenmiştir. Bu durumun acilen giderilmesi, hepimiz için manevi bir görev ve vicdan borcudur. Kısaca fikirlerimi özetleyeyim. Bugüne kadar, duyarak bilgisine vardığım veya bana şahsen söylenen düşünce ve kaygıların muhtevasına girmeyeceğim. Burada sadece, temelde yatan usul ve metot hatalarına değineceğim. 1. Anlaşılan, Mütevelli Heyetimiz okulun gidişatından ve eğitim seviyesinden memnun değildir. Hatta "yeni bir eği tim”den bile söz edilmektedir. Ne var ki, varsayılan hataları ve yetersizlikleri açık ve sarih şekilde formüle etmeden genel olarak hoşnutsuzluk ifade etmek, kabul edilemez: mantığa ve en ilkel strateji anlayışına aykırı, son derece tehlikeli bir tutumdur bu. "Yeni eğitim”den kasıt nedir? Bunu açıkça ve sarahaten tanımlamak şarttır. Yeni eğitimden kasıt, günümüzde birçoklarınca önerilen “kâğıtsız”, “gramersiz” okul sistemi midir? Batı’da kısmen de olsa hükmeden ve bazı eğitim yuvalarında uygulanan teorilere göre çocuklara hemen hemen sınırsız bir “özgürlük” mü tanımaktır? Veya Finlandiya metodu mudur? Ya da "gender" teorisine olduğu gibi uymak mıdır? Bu “yenilik” kavramı ve uygulamaları hakkında ne doğrudan şahsıma yönelmiş olarak ne de dolaylı olarak kulaktan, bir kez bile olsun, bir tanım ve açıklama duymadım. 2. Şahsen tanıdığım ve ülke çapında uzun eğitim tecrübesine sahip kişilerden bendenize gelen bazı dostane yorumlara göre, alınan veya alınması tasarlanan bazı tedbirler Yönetmeliğe aykırı düşebilir. Bu böyle ise, şahsen son derece endişeliyim. Gençliğimde Bomonti Mıhitaryan Okulumuzun, gözlerimiz önünde ve büyük ölçüde kendi hatalarımızın sonucu olarak nasıl çöktüğüne gözlerimle tanık olmuşumdur. Asla razı olamam ki, Cemaatimizin ruhani riyasetim döneminde, Cemaatimiz dahilinde benzeri hatalara, durup durduğumuz yerde, hemen yukarıda arz ettiğim gibi herhangi organik ve gerekçeli açık bir muhakeme yapılmadan, tekrar yer verilsin veya göz yumulsun. Eninde sonunda, Pangaltı Mıhitaryan’ı en zor koşullar içinde ayakta tutmuş olan, İstanbul’da görev alan son büyük Mıhitaryan H. Kapriyel Ayanyan’ın aziz anısına hepimizin derin bir saygı borcu vardır ve onun – söyledim – en zor şartlar altında, mucize kabilinden sağ tutmuş olduğu mirası durduğumuz yerde heba etmeye kimsemizin hakkı yoktur! 3. Gerekçeler açıkça ve ikna edici bir şekilde gösterilmedikçe ve tepeden iner bir şekilde, “genel koordinatör”, “genel müdür”, “genel gözlemci” veya benzeri sıfatlarla kişiler görevlendirmek, görevde bulunan kişileri rencide edici mahiyettedir. Bunu açıkça söylemeliyim. Böyle bir ihtiyaç söz konusuyduysa, yönetmelik gereklerini mutlaka dikkate alarak başka bir şekilde hareket edilmeliydi. Ve konu ilk başta bendenizle istişare edilmeliydi. Ayrıca, şunun da önemle altını çizmek gerekir ki, genelde Tağaganlar, prensip itibariyle, Okulun müfredat ve programlarıyla ilgili konularda gerek Müdürlük, gerek öğretmen kurumlarıyla muhakkak danışmalıdırlar. Aksi takdirde Baronyan’ın bir buçuk asır önce ve Odyan’ın bir asır önce sertçe ve mümtaz ustalıkla hicvettiği durumlar, bugün de bizleri zedeleyebilir. Daha çok yakın bir geçmişte İstanbul’umuzda bu tür durumlar maalesef tekrarlandı. Hemen hemen İstanbul seviyesinde bir model okul durumunda olan Pangaltı Okulumuzun böylesi durumlara düşmesi, gerçekten üzücüdür. Cuma günü tesadüf eseri Orta I’de bulunan bir öğrenci annesine rastladım. Kadıncağızın derinliğine hüzünlü halini hayat boyu unutamayacağım. Fakat, özellikle sarf ettiği şu ibareyi: Biz anneler, Okulumuzdan o kadar memnunuz ki, aramızda şöyle konuşmalar da geçer: Keşke Mıhitaryan’ın bir Üniversitesi olsa da, çocuklarımız tahsiline orada devam etse. Tabii, gayet iyi bilirim: bir güvercinle bahar gelmez. Ne var ki, on yıldır Cemaat Reisi olarak İstanbul’dayım, Pangaltı Mıhitaryan Okulumuz hakkında bir tek olsun ciddi bir şikâyet kulağıma gelmemiştir, ancak ve ancak övgüler, methiyeler duymuşumdur. Bu da herhangi bir kurumumuz hakkında sıkça tenkitler duyduğum bir ortamda. Tabii bu demek değildir ki, Pangaltı’da eksikler, kusurlar, hatta belki hatalar bile yoktur. Hatta, bu konuda ilk organik, gerekçeli sözü ben kendim söyleyebilirim. Fakat sizlerden istirham ediyorum: Lütfen söyleyin bana, var mıdır bu alemde insanoğluna ait kusursuz bir müessese? Şunu da sözlerime ekleyeyim ki, özel olarak görevlendirilmesi tasarlanmış zat- Bazı kuruluşlarda olduğu gibi, yeni Heyette, her şey değişmeli gibi bir anlayış hakim olmuşsa, bu tür düşüncelerin, ciddiyetle temellendirilmiş ve muhasebesi yapılmış gerekçeler gösterilmeden, çoğu durumlarda sebep olduğu feci durumlar tarihte kayıtlıdır. Nihayet, alınması tasarlanan kararların yarattığı tepkiler, bazı bakımlara Pangaltı Lisesinin şanlı tarihinde belki de bir ilkler mahiyetindedir, tasarıların ne denli tartışılır olduğunun da bir kanıtıdır. 4. Buraya kadar söylediklerimden zaten anlaşılacağı üzere, bütün bu tavır ve hareketler en çok bendenizi üzmüş, fakat incitmiştir de. Bunu bu bapta, ilk başta Ruhani Reis sıfatımla söylememekteyim. Anladığım kadarıyla, bir eğitim uzmanı aramışsınız ve bu işe muktedir olarak bir Ermeni okulumuzun eski Müdürünü tespit etmişsiniz. Ayrıca, duyduğum kadarıyla, eğitimle asla ilgisi olmayan başka bir kişi de bazen okul hakkında bir danışman kılıfı giyebilmiştir. Sorum: bu konuda bir danışmaya bu denli ihtiyaç duyduğunuz bir durumda, aklınızdan hiç mi geçmedi yakı nınızda bulunan, istediğiniz an ve zaman ulaşabileceğiniz Levon Zekiyan isminde bir şahsa fikir sormak? Levon Zekiyan hakkında bilgi vermek gereğini görmüyorum, görmeyi de asla arzu etmem. Fakat, görevim icabı, şu kadarını olsun söyleyeyim ki, bu zat hayatını eğitime adamış, eğiticilik ve araştırma ile hayatını geçirmiş, yurdumuzu iyi bilen, fakat aynı zamanda uluslararası geniş tecrübeye sahip biridir. 38 yıldır Venedik’te düzenlediği Ermeni Dili ve Kültürü İntensiv Kursuna günümüze kadar 36 ülkeden 1.500’den fazla kişi katılmıştır. Bu kurs, birkaç yıllar önce Ermenistan’ın o zaman var olan Diaspora Bakanlığı tarafından Ermenistan dışında Ermeni Dili ve Kültürüne en büyük katkıyı getiren kurumlardan biri olarak taltif edilmiştir. Bu genel mülahazanın yanı sıra, Ruhani Reis sıfatımla da konuyla ilgili üzüntüm fazladır. Kendim için değil tabii. Ben yarın gitmekteyim. Cemaatimiz adına üzgünüm ki, on senedir telkin etmeye çalıştığım Cemaat mefhum ve anlayışı, benim- 5. Kuşkum yok, organize edilmiş, çok cepheli, belki de perde arkasından yönetilen ve yönlendirilen olgu ve durumlarla karşı karşıyayız. Burada kısaca İstanbul’daki iki Mıhitaryan ruhbanımızın Kilise dahilinde kanunî durumuna da değinmem gerekir. Sizlere söyledim. Özetle tekrar edeyim. 2016 yılında bendenize verilen Mıhitaryan Birliği (Congregation, Order, eski terimle “Tarikat”) veya Mıhitaryan Keşişleri “Papa Vekili” yetkisiyle birlikte, Kurum dahilinde daha önce var olan tüm görev ve yetkiler askıya alındı. Benim “vekilim” olmak üzere bazı görevleri kendim yeniden tevdi ettim. Fakat yılın önemli bir kısmını İstanbul’da geçirdiğimden dolayı, İstanbul’daki Mıhitaryan kurumlarının sorumluluğunu direkt olarak kendim yüklendim. 2022 yılının başında Papa Vekili görevimden istifamdan sonra, İstanbul’da bulunan iki Mıhitaryan rahibimize yeniden bir görev tevdi edilmemiştir. İstanbul’da sadece kalmaktadırlar. Onların şu anda, Mıhitaryan Birliği adına yetkili bir görevi yoktur. Herkesi bu konuya hassasiyetle dikkat etmeye davet etmekteyim. Bendenizin İstanbul ve Türkiye Ermeni Katolikleri Ruhani Reisi olarak, burada bulunan Ermeni Katolik ruhbanların, ait bulundukları Kurum doğrudan Papa’ya bağlı olsa bile, davranışlarını Kilise hukuku uyarınca gözetlemem ruhani görevlerim arasındadır. Burada noktalıyorum. Fakat noktalamadan önce, RUHANİ REİS sıfatımla şu temel önerilerde bulunmak isterim: a. İlk ve Orta Okul müdürlük görevini iki kişi yerine bir kişide toplama kararı hariç, Mütevelli Heyeti, okulla ilgili ve tarafımdan yazılı olarak tasvip edilmemiş diğer tüm kararlarını askıya almalıdır. b. Her şey 2023 yılının Kasım- c. Milli Eğitim yönetmeliklerine sıkıca ve harfiyen sadık kalınması yüzde yüz temin edilmelidir. d. Okulla ilgili tüm konular, dıştan gelen her türlü temas ve telkinden önce, Mütevelli Heyetimiz ve Müdürler, Yar- Her şeyi gün ışığında yapmayı sevdiğimden ve prensip olarak bundan taviz vermek istemediğimden dolayı, şunu da bilgilerinize sunmak isterim: Yörenin Patriği veya Episkoposu, Mıhitaryan Keşişleri gibi doğrudan Papaya bağlı olan kurumlar üzerinde, zaten söylediğim gibi, Katolik Kilisesi Hukukuna göre, bir gözlemci göreviyle yükümlüdür. Buna göre tüm durumlardan haberdar tutulması önemlidir. Şurasını da tekrar edeyim: İkinci bir Bomonti fenomeninin oluşmasına asla tahammül edemem. Dönemin Episkoposu, rahmetli selefim, bizzat bendenize de söylemiş olduğu gibi, "nezaket icabı” çoğu zaman herhangi bir müdahalede bulunmamayı tercih etmiştir. Tüm samimiyetimle söyleyeyim: Benim tutumum aynı yönde değildir. Kilise hukukuna göre yetkilerim dahilinde düşündüklerimi söyleyeceğim. Cemaatimizin hayrı bunu gerektirir. Uzak ve yakın geçmişimizin tarihi de bunu açıkça kanıtlar. Tabii insanoğlu özgürdür ve bendeniz polis olmadığından, yazdıklarımın dikkate alınıp alınmayacağını yalnız Allah bilir, alınmasını da yalnız O’nun lütfu temin eder. Alınmaması tabii ki, yalnız üzücü olmakla kalmayıp manevi düzeyde ciddi ve ağır sonuçlara yol açabilir. Geçen Cuma akşamı büyük şair Zahrad’ı anma törenine katıldım. Hemen hemen herkes büyük bir endişeyle olup biten hakkında bilgi almak istedi. Tabii ki, tüm olası eksiklerine rağmen, inci gibi bir okulumuzun bu durumlara gelmesi, herkes için gayet üzücüdür. Allah selamet versin ve okulumuz, bu acı günleri zedelenmeden geçirebilsin. Bunun için ve hepiniz için sürekli duacıyım. İ$ Uiındu,u,rz Uknx$ şmşpşjr İu=göupuo^ Rik$ R Çşğu Mniıuzezndhnlinw^ R 10 Suwrir 2024 †I$ Lşdnz Uğ=$ Öt=rşuz |
UMUEŞSUMUZ ÜUĞNLRZU İUAUMŞUZ% :SÇUÜĞUIUZİ ST> |
Üuğnlrzuwr aşıu=ğ=ğndkşuz nlnğıg +isuzşuz huısndkrdz nd huısuüğndkrdzz t^ uwi ndppndkşusç uz suizumju, t sr<uöüuwrz ürıucnpnfzşğnd^ ağuhuğumu, t ürıumuz w+endu,zşğ^ aşışduçuğ uwi srusişuw bğ<uzg^ lud uxrk tğ% ürışlr=zşğg çuösuhuımşlnd şd uğcşdnğşlnd ışiumtıt! Şğtm .sçuüğuıuzi şğer=rz ıum gzendzşjrz= Üuğnlrzuz şd auoşlr öğnwj sg ndzşjuz= rğşz aşı! Aşıu=ğ=ğndşjuz= Rikuzhndlr st< mşjndkşuz^ uwjşlndkrdzzşğnd^ euişğtz iıuju, ıhudnğndkrdzzşğnd suirz! Ünandzumndkşusç lişjrz= nğ Üuğnlrzu euişğg ausuışpu, t Rikuzhndlr sbumndkuwrz auğiındkrdzzşğndz şd mşuz=rz^ öuzuöuz sr<njuxndszşğnd suizumjşlnd bznğard auw ausuwz=rz ,uz+kuzulnd +üıubuı ünğ,rz^ ışiumjndkrdz ndzşju, t İ;IAr st< Auwuiıuzr szuwndz zşğmuwujndjrv Zuwrğr Hşığnişuzr şd muösumşğhndkşuz .nğağeumuz Uzuarı Vulr=şuzr aşı^ uwirz=z vt iuasuzuyumndu, sruwz euişğnf! Üulnf ?+v şd H+puörvr ausuliuğuzzşğnd st< euişğndz^ uxu<rzr huğuüuwrz Üuğnlrzu aşışdu, t cusuzumumrj kndğ= üğumuzndkşuz euiu.+i% Stastı (ukra Ndilndr^- Üuğnlrzuwr suizuürıumuz ub.uındkrdzzşğnd mröumtırz fğuw şz +isuzşuz bğ<uzr huısuürğ Uastı Otfıtk Yubuwr ub.uındkrdzzşğg^ nğnd suirz t rğ kşmzu,ndumuz uduğıuouxr ktsuz! Uz zuşd kuğüsuzumuz ub.uıuz= mg ıuzr şd gzkşğjnpzşğnd işpuzrz fğuw eğu, t cusuzumumrj kndğ= üğuürındar^ uğqumuürğ It)zt İndsuzr {Zu.uoubr işpuzg´ fthg^ kuğüsuzumuz şğmğnğe fthg% Uilg Htğ=tğr {İnd)lt´z t^ nğ ıhuüğndkşuz wuzqzndu, t nd s+ı +ğtz lnwi hrır ışizt Şğşduzr {Twv´ ağuıuğumvuındztz! Wu<npndkrdz mg supkşz= sşğ ardğrz! |
ÜUIGÜRDPR KUPUWRZ :NĞANDĞER UWJG |
Uwjşlndzşğ ndğu.ndkşusç wuwızşjrz Znğrz Usşzuhuındndkşuz^ kt uduğıu, t rğşzj kupr Uğusşuz- Huığruğ= Auwğg şdi rğ ndğu.ndkrdzg wuwızşj inwz rğnpndkşuz ausuğ şd giud^ nğ şğç sşğ fuğcuğuzzşğnd btz=şğnd şğmğubuğcr auzeth ınmndzndkşuz suirz mg .+irz=^ nğ=uz lud şpud Üuıgürdpr huğuüuz^ ndğ sşğ znğ işğndzeg ndinds hrır iıuzuw znğumuxnwj btz=r st<! Ünfşlr t sşğ suzndmzşğndz nd şğrıuiuğezşğndz ndisuz ausuğ şpu, ustz ub.uıuz=^ nğnzjst stmg şpud uğetz Uğusşuz- Rğ .+i=r uduğırz^ Huığruğ= Auwğg wuwızşj^ kt irğnf hrır gzeuxu<t ağudtğrz% 26 Suwri 2024^ Mrğumr şd hrır zu.uüuat çujsuz auzerindkşuz! |
ÜNDĞKNDLNDBR HNPNIUW^ KRD 86 - |
1948- |